Tacettin Bayır, İzmir’de Aylardır Kan Tahlili Yapılamayan 3 Yaşındaki Çocuğun Durumunu Bakan Koca’ya Sordu: “Hani Sağlıkta Devrim Yapılmıştı?”

CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, 25 Mart 2021 tarihinde İzmir’deki Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Genetik Polikliniği’ne başvuran, immün yetmezlik- nötropeni teşhisi konulan 3 yaşındaki Kıvanç Babacan’ın durumunu TBMM gündemine taşıdı. 20 ay geçmesine rağmen küçük Kıvanç’ın kan sonucunun çıkmadığını, bu nedenle tedavisine başlanamadığını belirten Bayır, Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’nın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Bayır, “Dokuz Eylül gibi büyük bir üniversite araştırma hastanesinde kan tahlili yapılamıyor olmasını benim aklım almıyor. Hani, sağlıkta devrim yapmışlardı?” dedi.

CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, immüm yetmezlik- nötropeni teşhisi konulan 3 yaşındaki Kıvanç Babacan’ın dramını Meclis gündemine taşıdı. Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’nın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi veren Bayır, hususla ilgili yazılı açıklama yaptı. Bayır, şöyle dedi:

“İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Genetik Polikliniği’ne başvurarak tedavi süreci başlayan immün yetmezlik- nötropeni teşhisi konulan 07.09.2019 doğumlu Kıvanç Babacan’dan 21012380 protokol numarası ile genetik ünitesinden 25 Mart 2021 tarihinde kan alınmış. Hastane yetkilileri, tetkikin 6 ay sürebileceğini söz etmişler.

Geçen 9 aylık ortanın akabinde sonra sonuçlar çıkmamış. Ailesinin, analiz sonuçlarının neden gelmediğini sormaları üzerine hastane yetkilileri, Ocak 2022’de, bir kez daha kan alınması gerektiğini söylemişler.

Aradan 11 ay geçmesine rağmen sonuçlar halen çıkmamış. Bu durumun nedenine ilişkin olarak yetkilerin ‘birimdeki doktorların istifa ettiği, bu süreçte ünitede tüm işleyişin durduğu, daha evvel kan veren ailelerin de hala sonuç beklediğini ve analizlerin gönderildiği dışarıdaki laboratuvarlardan geç dönüşler alındığını’ ifade etmişler.

Dokuz Eylül gibi büyük bir Üniversite Araştırma Hastanesinde kan tahlili yapılamıyor olmasını benim aklım almıyor. Hani, sağlıkta devrim yapmışlardı? Söz konusu çocuğun, sağlığı ile ilgili olarak daha kötü sonuçlar doğmadan, tedaviye başlaması lazım. Böyle bir rezillik olabilir mi?”

BAKAN KOCA’YA SORULAR

Tacettin Bayır’ın Bakan Koca’ya yönelttiği sorular ise şöyle:

“- 25.03.2021 tarihinde immün yetmezlik- nötropeni teşhisi ile kanı alınan çocuğun kan sonucunun üzerinden yaklaşık 1,5 yıl geçmesine karşın sonuç alınamamasının sebebi nedir?

25.03.2021 tarihinde alınan kan sonucu sisteme ’22/12/2021 tarihinde sonuç çıkmıştır’ sözü ile işlenip, sonuçlara bakmak istediğinizde yalnızca kromozom bedellerinin olması, istenilen sonucun olmamasının sebepleri nelerdir?

İddia edildiği üzere ‘Birimdeki hekimlerin istifa ettiği, bu süreçte birimde tüm işleyişin durduğu, aynı birimden daha önce kan veren ailelerinde hala sonuç beklediği’ gerçek mudur? Hakikat ise misal hastalıklar uğraş eden ve sonuç bekleyen ailelerin yaşadığı sorunu nasıl çözmeyi planlıyorsunuz?

25.03.2021 tarihinde alınan kanın yanlışsız vakitte işlenmediği ve bu sebepten efektif bir sonuç alınamadığı tabir edilmiştir. Belirtildiği üzere alınan kanın hakikat vakitte işlenemediği hakikat mudur? Gerçek ise, sebepleri nelerdir?

Yaklaşık 1,5 yıldır sonuç alınamadığı için tedavisi başlayamayan çocuğumuzun ve tıpkı süreci yaşayan hastaların pandemi sürecinde yaşadığı problemli süreci nasıl telafi etmeyi düşünüyorsunuz?

Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nin bu araştırmaları kendi bünyesinde yapamadığı ve dışarıdan bir laboratuvara kanları gönderdiklerini ve sürecin bu sebeplerle de daha da uzadığı yanlışsız mudur? Yanlışsız ise bu sorunu nasıl çözmeyi planlıyorsunuz?

Kan sonuçları hangi laboratuvara gönderilmektedir? Dokuz Eylül Üniversitesi ile olan muahedesi ne haldedir? Sonuçların laboratuvardan gelmemesinin sebepleri nelerdir?

Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde Çocuk Hastalıkları Genetik Bilim Kolu Ünitesindeki istifalar dışında, farklı ünitelerde de istifalar yaşanmış mıdır? Yaşandı ise hangi ünitelerde yaşanmıştır? İstifalardan kaynaklı bu ünitelerde tedavi edilemeyen hastaların tedavisi nasıl sağlanacaktır?

Sonuçlar alınamadığı için tedavi edilemeyen çocuğun hastalığı ilerlemeye devam ederken bu külfetli süreç farklı hastalıklara sebebiyet verirse bu hususta ne yapmayı planlıyorsunuz?

Tedavi süreci başlayamadığı için kreşe gidemeyen çocuğun eğitim ve toplumsal ömrü da etkilenmektedir. Çocuğun ve ailenin yaşadığı ruhsal külfetleri gidermek için hazırlığınız olacak mıdır?

Yaşanan tüm bu mağduriyetlerin bir daha yaşanmaması ve problemlerin tespiti için bir müfettiş göndermeyi düşünüyor musunuz? Düşünüyor iseniz süreci ve sonuçları kamuoyu ile paylaşacak mısınız?”