Maraş depremlerinden sonra yakınlarını depremde kaybedenlerin, yıkılan evlerinin en ufak bir hatırasını dozerlerin ortasında bulmaya çalışanların, saatlerce duş ve tuvalet kuyruğunda bekleyenlerin çoğunun ortak özellikleri çadırların ortasında ya da doğup büyüdüğü şehri terk etmeye çalışanlar, yalnız bırakılmışlık hissidir.
Bloomberg’den Fırat Kozok ve Selcan Hacaoğlu’nun haberine göre, Depremin 46. ve 48. günlerinin ortasında 22-24 Mart tarihlerinde 4 ili kapsayan yaklaşık 500 kilometrelik yolculuk, yaklaşan seçimler öncesi AK Parti’nin iliklerine kadar hayal kırıklığı yaşadığını ortaya koydu. 2018’de yüzde 52,6 oyla seçilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oyu bu 4 ilde ortalama yüzde 67’ye ulaştı. Ancak bugün olduğu kadar geniş bir muhalefet bloğu ile karşı karşıya kalan Erdoğan için ilk kez tabanda gözle görülür bir değişiklik var. Erdoğan’ın taraftar oranı trajik bir şekilde düşmese bile, bu rekor seviyelerden birkaç puanlık bir geri dönüş bile onu 14 Mayıs’ta muhalefet adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı itebilir.
‘OYU NE AKP’YE ERDOĞAN’A VERECEĞİM’
Seçim öncesi çadırlarda yaşayanları geçici konutlara taşımak için zamanla yarışan Erdoğan, yüzbinlerce kalıcı konutu bir yıl içinde teslim etme sözü verirken, 50 yaşındaki Yüksel Uzungüder, Depremden en çok etkilenen kentlerden biri olan Maraş’ta çadırda kalan 7 kişi, “O an sadece kendimi düşündüm. Kendimi merdivenlerden aşağı attım, çocuklarımı unuttum. Çocuklarım çıktı, ağladılar, ‘neden beni bıraktın’ diye bana sarıldılar, çaresizliğini şu sözlerle anlatıyor. Uzungüder, iktidar partisini kendilerini yalnız bırakmakla eleştirerek, “AKP’ye veya Erdoğan’a oy vermeyeceğim. Eskiden bütün aileye verirdik, şimdi hiçbirimiz veremeyeceğiz. Barış, mutluluk, saygı istiyorum, yeni hükümet her şeyden önce saygılı olmalı.”
Adıyaman’ın Besni ilçesinde, yanındaki moloz toplama alanının kenarında koyunlarını otlatan İsmet Kaya, depremlerde 7 yakınını kaybetti. Evi hasar gördü. Kaya’nın Erdoğan’a bakışı değişmedi. Kaya, “Zorluklar var ama ben yine de AK Parti’yi tercih ederim. Başka lider yok, bence tek lider o.”
‘KILIÇDAROĞLU gelsin’
Erdoğan’ın açıklamalarına göre 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ili etkileyen iki deprem Türkiye ekonomisine 100 milyar doları aşkın zarar verdi. Adıyamanlı gübre tüccarı 39 yaşındaki Mahmut Ordu, deprem öncesi akaryakıt, ilaç ve gübre gibi temel girdilerin fiyatlarının artmasının çiftçiyi derinden etkilediğini söylerken, Erdoğan’ın tek karar verme konumundan şikayet ediyor. Daha önce Erdoğan’a oy verdiğini belirten Ordu, “Türkiye’de koltuk sevdası var. Bunu şimdi bitir. Bence Kılıçdaroğlu gelsin. Her konuda tek kişinin söz sahibi olması doğru değil.”
Mustafa Akkaya’nın derdi, oğlunun sabahın erken saatlerinde ilk depremin merkez üssü Maraş’ın Pazarcık ilçesi yakınlarındaki geniş sarımsak tarlasında organik gübrelerle karışım hazırlama çabasının ardından geçmişteki koalisyon süreçlerinin tekrarlanması. . 59 yaşındaki Akkaya, “Türkiye’nin dünyadaki itibarı arttıysa bu AK Parti ve Erdoğan sayesindedir” dedi. Kılıçdaroğlu kendini yönetemez. Erdoğan seçimi kaybetse bile üzülmeyeceğim. 6 ay sonra yine seçim olacak. 50 alırsa 90 alır”.
Adıyaman’daki bazı batıkların görüntüsü, bu yapıları daha önce kimsenin ziyaret etmediği ve enkaz altında hâlâ cesetlerin olabileceği izlenimini veriyor. Depremin 50. gününde Maraş’ta dozer çalışması sırasında bulunan ceset, bu duygunun çarpıcı gerçekliğini gözler önüne seriyor. Adıyaman’da iş makinelerinin toz duman ortasında çalışmasını izleyenlerin bir kısmı evlerinden düğün albümlerini ya da çaydanlıklarını almak için koşuyor.
Adıyaman’ın en ünlü restoranlarından Kebapçı Beko’nun son kuşak sahibi Abdurrahman Karoğlu, Ramazan’ın ilk günü dükkânını açmak için yakınlarından ve çocuklarından yardım istedi. Çünkü çalışanlarının bir kısmı hayatını kaybederken bir kısmı da başka şehirlere göç etti.
14 Mayıs’ta AK Parti’ye ve Erdoğan’a oy vermeyeceğini söyleyen Karoğlu, “Devlet ilk 25 saatte gelmedi ama şimdi sinirleniyorum. Başta Antep ve Hatay’dan yardım bekliyorduk ama oralar da yıkıldı. Ancak ekonominin yönetimine çok tepkiliyim” diyor. Buna rağmen Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’la boy ölçüşecek düzeyde olmadığını düşünen Karoğlu, ülkenin tek şartının adalet olduğunu vurguluyor.
İŞ DÜNYASI VE TİCARET BEKLİYOR
Maraş’taki kağıt, çimento ve dokuma fabrikalarında yaklaşık 14 bin personeli istihdam eden Kipaş Holding’in sahibi Hanefi Öksüz başta olmak üzere iş dünyasının ve esnafın temel beklentisi, hükümetin vergi oranlarını düşürmesi ve uzun vadeli hazırlık yapması. , düşük maliyetli kredi paketleri.
100 çalışanını kaybetmenin yasını tutan Maraş’ın tek holdinginin işvereni 70 yaşındaki Öksüz, şehrin yüzde 40’ının başka şehirlere göç ettiğini belirterek, “Ancak daha iyi maaş ödeyebilirsek insanlar geri dönebilir. Devlet de orada çalışıyor mesela asgari ücretten vergi alınmıyor. Ayrıca batan fabrikaların can simidi yani ucuz ve uzun vadeli kredilere ihtiyacı var.”
Sadece 3 ay önce açılışı yapılan ve sel nedeniyle 5 kişinin hayatını kaybettiği Urfa Abide Alt Geçidi’nin hemen yanında vatandaşlar, yerel yönetimlerle ilgili yolsuzluk ve adam kayırma iddialarını dile getiriyor.
‘DEMİRTAŞ PUAN NE OLURSA OY VERECEĞİZ’
14 Mayıs seçimlerinde 61 milyon seçmenin 6 milyondan fazlası ilk kez oy kullanacak seçmen olacak. Urfa’da AK Parti, 21 yaşındaki Serap Doğan gibi ilk kez oy kullanacak seçmeni çekmekte zorlanacak gibi görünüyor: “Erdoğan ben doğduğumdan beri iktidarda. Biraz değişiklik istiyorum. Mantıken şef olmak istiyorum ama duygusal olarak Kılıçdaroğlu’nu istiyorum. Daha özgür ve adil bir ortamda yaşamak istiyorum.”
Kamuoyu yoklamaları, Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasındaki yarışın keskin bir çizgide ilerlediğini gösteriyor. Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılma tehdidiyle karşı karşıya kalan ve bu nedenle seçimlere katılma kararı alan HDP’den de Yeşiller Sol Parti’den seçim öncesi PKK ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle açılan davada takviye alıyor. . Enkazın ortasında hurda toplayan 31 yaşındaki Ahmet Tekin de HDP’lilerden biri. Ancak bu takviye diğer partilerden Serap Doğan gibi gençlerin Kılıçdaroğlu’nu yeniden uzaklaştırmasına neden olabilir. Doğan bunu “Benim ahlaki ve dini değerlerime aykırı bir gelişme veya seçime kadar HDP’den taviz görürsem Erdoğan’ı desteklerim” şeklinde açıklıyor.
