Türkiye’nin ‘PKK’yı desteklediği’ gerekçesiyle ertelediği İsveç’in NATO üyeliği onaylanırken, ülkedeki Kürt nüfus bu süreçte ‘sistematik olarak hedef alındıklarını’ bildirdi. The Guardian gazetesine konuşan İsveçli Kürt yorumcu ve yazar Kurdo Baksi, “İsveç’te hiç bu kadar zor bir dönem yaşamamıştım.” İsveç hükümetinin Erdoğan’ın taleplerini yatıştırmaya yönelik girişimlerinden ülkedeki Kürt diasporasının büyük darbe aldığını belirten Baksi, yüzlerce kişinin oturma izninin tehlikede olduğunu belirtti.
‘OTURMA İZİNLERİ TEHLİKE ALTINDA’
Baksi, İsveç’teki 42 Kürt ile temasa geçerek, haklarındaki güvenlik raporlarının İsveç Ulusal Güvenlik Servisi (SAPO) tarafından oturma izinlerinin askıya alınması için göçmen bürosuna iletildiğini söyledi. Baksi şöyle devam etti: “Bu kişilerin suç işlediğinden şüphelenilmiyor ancak SAPO, bu kişilerin ‘olası terör faaliyetlerine’ karışan İsveç vatandaşlığına sahip kişilerle evli olduğunu iddia ediyor.”
Baksi, İsveç’in NATO’ya üyelik sürecinin kendisine 1986 yılında dönemin İsveç Başbakanı Olof Palme’ye düzenlenen suikastı hatırlattığını belirtti.
Doç. Stockholm Üniversitesi Türk Araştırmaları Enstitüsü’nden (SUITS) Prof. Dr. Paul T. Levin’in görüşlerine de yer verildi. Levin, “İsveç’te PKK 1980’li yıllardan bu yana terör örgütü olarak sınıflandırılırken, yetkililer bu konuda diğer Avrupa ülkelerine göre daha hoşgörülü davrandılar.”
‘TOPLUMU BOZMAYA ÇALIŞIYORLAR’
Türkiye’nin İsveç’in üyeliğini onaylamasından birkaç gün sonra kamu yayıncısı Sveriges Radyo’nun, Rusça ve Tigrinya servislerinin yanı sıra Kürtçe haber servisini de kapatacağını açıkladığı hatırlatıldı. Guardian’a açıklama yapan yetkililer, kararın “İsveç’in NATO’ya başvurusuyla hiçbir bağlantısının olmadığını” belirtti. Raporda, “Birçok İsveçli Kürt, bunun Türkiye’yi yatıştırmak amacıyla toplumu küçültmeye yönelik daha geniş bir operasyonun parçası olduğuna inanıyor.” ifadesine yer verildi.
‘KURUMLARI ADIM ADIM KAPATIYORLAR’
Ankara’nın İsveç’i onaylamasının ardından TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay, İsveç’in Kürt Kızılayı’nın faaliyetlerine son verdiğini duyurdu. ‘PKK ile irtibatlı olduğu’ gerekçesiyle Türkiye’de dokuz ay tutuklu kaldıktan sonra İsveç’e sığınma talebinde bulunan ve suçlamaları reddeden 35 yaşındaki CK, şunları söyledi: “Kürt diasporasının kurumlarını kapatıyorlar. Adım adım İsveç’te “Bu tamamen NATO müzakereleriyle alakalı” diyen CK, talebinin işleme alınmasını 5 yıldır beklediğini de belirtti.
Eski milletvekili Amineh Kakabaveh, “Dünyanın en demokratik ülkesi olan İsveç, dünyanın en diktatörce ülkelerinden birine doğru yöneldi.” dedi. İranlı Kürt Kakabaveh, İsveç’teki sığınmacıların ‘güvende olmadığını’ savundu.
‘AZINLIKLARI HEDEF ALMIYORUZ’
Öte yandan SAPO’nun, Kürt diasporasının hedef alındığı yönündeki iddialara yanıt veren açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Belirli azınlıkları veya etnik grupları hedef almıyoruz. İsveç’in güvenliğine tehdit oluşturan veya oluşturabilecek bireyleri hedef alıyoruz. Çalışmalarımız kapsamında AB ve BM gibi uluslararası kuruluşlar tarafından ‘terör örgütü’ olarak tanımlanan örgütlerin faaliyetlerini de hedef alıyoruz. Bu örgütlerden biri de PKK’dır.”
(DIŞ HABER SERVİSİ)
