Yezidi köyünde neler oluyor?
Urfa’nın Viranşehir ilçesine bağlı Işıklı (Zewra) köyünde Êzidîler ile 1994 yılında köye yerleşen Karacadağ ailesi arasında arazi anlaşmazlığı yaşanıyor. Aileler arasındaki gerilim tehlikeli boyuta ulaştı. Taraflar sorunun kan dökülmeden çözülmesini istiyor.
1980-90’lı yıllarda topraklarından Avrupa’ya göç eden Êzidî aileler, 2000’li yıllarda normalleşme süreciyle birlikte köylerine dönmeye başladı. Êzidî aileler başta Mardin olmak üzere Batman ve Urfa’daki topraklarına dönerek köylerine yerleştiler.
Ancak Urfa’nın Viranşehir ilçesine bağlı Işıklı (Zewra) köyündeki Ezidiler, köylerine döndükleri günden beri bölgedeki bazı Müslüman ailelerle arazi anlaşmazlığı yaşıyor. Ezdi aileleri, tapulu arazi ve mallarına Karacadağ ailesi tarafından el konulduğunu iddia ediyor.
Rudaw’da yer alan habere göre, Êzidî ailelerin iddialarına göre, aynı zamanda korucu olan Karacadağ ailesi, baskı ve cebir kullanarak mallarına el koyuyor. Karacadağ ailesi ise 1994 yılında köyden arazi satın aldıklarını ancak satın alınan arazinin tapusunun bugüne kadar kendilerine teslim edilmediğini belirtiyor. Her iki aile de bir obura karşı dava açtı.
Sorun yaşayan aileler, sorunun büyümeden ve kan dökülmeden çözülmesi için siyasi partilerin veya bölgenin ileri gelenlerinin arabuluculuk yapmasını istiyor.
‘BU KÖYÜ BABAM KURDU’
Êzidî aileler adına konuşan Sabri Yıldız isimli bir köylü, “Bu köy 1950 yılında babam tarafından kurulmuş. O dönemde devlet toprak reformları yapıyordu. Akrabalarımız bu köyde toplandı. Devlet her aileye 100-150 dönüm arazi verdi. 1995’te burada yaşayamadık ve hepimiz Avrupa’ya göç etmek zorunda kaldık. Hepimiz mülteci olduk. 2002-2003 yıllarında köyümüze yerleştiler. Köyümüzde bir akrabamızdan 100 dönüm arazi almışlar. Ancak 100 kişi ölse o toprak parçalanmaz, tapusu olmaz. Çünkü mirastır. ”
Sorunun büyümesini istemediklerini belirten Yıldız, “Bu konu yüzünden öldürülmek, katil olmak istemiyoruz. Kendi harabelerimize, mülklerimize dönmek istiyoruz. Evlerimizden çıkın diyoruz. Ben o evde doğdum. Doğduğum eve gidemiyorum” dedi.
Karacadağ ailesiyle birçok kez karşı karşıya geldiklerini belirten Yıldız, “İnsan mezarlıktan geçtiğinde namaz kılıyor. Bir yıl önce mezarlarımıza saldırarak taşlarını kırdılar. İki yeğenimi dövdüler. İşçiler müdahale etmeseydi kan dökülebilirdi. Elektrik trafosuna tabancayla ateş ettiler. Geçen yıl tarla sınırından dolayı ateş açtık. Şikayet ettik. Mobese kamerasına ateş açtılar, şimdi kameralar da çalışmıyor. Akrabam İzeddin’in traktörünü kırdılar” dedi.
‘PROBLEMİ ÇÖZELİM’
Sabri Yıldız, daha önce satılan yüz dönüm araziyi istemediklerini belirterek, “Onlara aldıkları arazilerden çekilin demiyoruz. Köyümüzdeki evlerden, harabelerden çıksınlar. Tamamı tescilli ve tarafımıza aittir. Köyü satın almadılar, sadece köyün dışında bir parça arazi satın aldılar. Arsalarının üzerine evlerini yapsınlar. Bu bizim talebimiz. İster resmi devlet kurumlarıyla ister aşiret usulüyle ister herhangi bir siyasi parti aracılık eder. Bizi bu beladan kurtar. Her türlü sorunu çözmeye hazırız” dedi.
Êzidî ailelerin iddialarını reddeden Karacadağ ailesi, bu araziyi 1994 yılında satın aldıklarını ve Yıldız ailesine baskı yaptıklarını reddediyor.
‘TAPUSUNU VERMİYORLAR’
Rûdaw’a konuşan Adil Karacadağ, “Bu köyde 1994 yılında Temo’dan 130 dönüm arazi aldık. Temo şu ana kadar arsanın tapusunu bize vermedi. Temo bize ‘Biz sizin gibi Müslümanlar değiliz, Yezidiler unvanlarını vermiyor’ dedi. Tapuyu vermediğimiz için önce parasını da vermedik. Daha sonra araya girenler oldu, paralarını verdik. Ödememize rağmen tapuyu bize teslim etmediler” şeklinde konuştu.
Köydeki araziyi sadece hayvanları otlatmak amacıyla satın alan Adil Karacadağ, Êzidî ailesiyle bir sorunu olmadığını öne sürerek şunları söyledi:
‘DEPOZİTOMUZU VERİN’
“Bize köyümüzden çıkmamızı söylüyorlar. Biz 5 aile bu köyü satın aldık. Bugün 40 aile olduk. 15 aile köyde, diğerleri şehirde. Köyü terk etmemizi söylüyorlar. Biz de 40 aile nereye gitsin diyoruz. Onlarla bir sorunumuz yok, tek sıkıntımız tapularımızı bize vermeleri. Daha sonra evlerine gelmelerine izin vereceğiz. Bir gün boyunca onlara iğne ucu kadar zarar vermedik. Traktörleri bozuldu, üstümüze attılar, boruları kırıldı, bizi mahvettiler. Bu iftiraları kabul etmiyoruz. Gelsinler, cemaatte oturalım, konuşalım. Tapumuzu versinler aramızda bir sorun olmaz. Bu işin tek çözümü tapumuzu bize teslim etmeleri. Ondan sonra konuşabiliriz. Ortamımıza aracılar girsin, huzur olur. O zaman ya biz onlara köyü satarız ya da onlar bize satar. Bir fiyat belirleyin. Köyü bize satmak zorundalar çünkü otuz yıldır bu köydeyiz. Köylerine fiyat versinler, biz almaya hazırız. Bunu kabul etmezlerse köylerinin bedelini söylesinler. Bize para versinler, köylerinden çıkıp gideceğiz. ”
Yıldız ailesinin “bize baskı yaptılar, mezarları yıktılar, üzerimize ateş açtılar” şeklindeki tezlerini reddeden Karacadağ, “Bunlar iftiradır. Meseleyi Êzidî-Müslüman çatışması olarak sunuyorlar. Bu meselenin Ezidilikle, İslamiyetle alakası yok. Bu mesele hak ve hukuk meselesidir. (HABER MERKEZİ)
doganyurt-ajans.xyz